Susmanın
asaletini
Omuzlarımdan sökesim var
Dinlemenin yılgınlığını
Uçurumun
sesine atasım var
Anlamanın
anlamsızlığını
Göçüp
dönmeyen kuşlara asasım var
Bilmenin
gereksizliğini
Yayına
küsüp giden oka bağlayasım var
Dokunmanın hissizliğini
Foteselli tenlere yapıştırasım var
Görmenin kısırlığını
Denizde sektirip batırasım var
Paylaşmanın
kör düğümünü
Boş
kümenin ortasına bırakasım var
Kucaklamanın
soğukluğunu
Çölün
tepesine dikesim var
Gitmenin karanlık patikalarını
Otabana çevirip uzayasım var
Kalmanın anlamsız boşluğunu
Geride kalanlara mıhlayasım var
Hayatın
salaklarını
Bir
büyük rakının depozitosu yapasım var
Düzenler
yuvarlağını
Karenin
içinde duvarlara çarptırasım var
Ellerini uzatmayı
Hızıra kaptırasım var
Herkese yürek açmayı
Bir köşede unutasım var
Dostluğun
sığlığını
Bir
damla suda boğasım var
Aşkın
gelecek sakinliğini
Anın
telaşına mahkum edesim var
Var
Olmanın
Gereksiz
Sabırını
İdama
Mahkum
Edesim
Var
Kalabalığın
Taa
Ortasında
Kimseye
Dokunamamanın
Anlamını
İliğim
Kemiğimle
Ezberleyesim
Var
Hayatın
Anlamsız
Koşusunu
Çelme
Takıp
Yuvarlayasım
Var
Bütün
Dokunduklarımı
Dinleyişlerimi
Anladıklarımı
Bildiklerimi
Paylaştıklarımı
En
Büyük
Battal
Poşete
Tıkıştırıp
İpini
Çekesim
Var
15.03.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder