31 Ekim 2009 Cumartesi

Taa


















Taa
Içimde kaybolanlar noktasında
Biriktirdiklerim buluştu benimle
                    Eski sevgililer
                    Eski dostlar
                    Eski dokunuşlar
                    Eski gözyaşları
                    Eski eskiler
Yalnız yalnız gelmediler
Hepsi hepsi geldiler
                    Hayata sığmayan
                    Bir oda da
                    Ortalarında ben
                    Dünyamda onlar
Hepsi birbirini tanıyordu
Bensizde konuşuyorlardı
                    Benim unuttuklarım
                    Birbirlerini tanımayanlar
                    Içimde tanışmışlar
Feneryolu koruda
Saklambaçta kurt olup
Kurtardığım insanda
                    Kendimi en iyi tanıdığım
                    Hayat yaşımda
                    Kendimi tekrar kaybettirecek
                    Kadar sevdiğim değerlimde
Yanyana oda da
                    Ölmeden
                    Birkaç saat önce
                    Yaptığımız konuşmanın
                    Şifreleri
Babamın sesinden
Duvarların içinden
Yankılanıyor
                    Salak bir neden için
                    Döktüğüm gözyaşlarım
                    En değerli gözyaşlarımla
                    Yanyana oturuyor
Duyduğum en ağır sözler
Söylediğim en ağır sözler
Kolkola girmişler
Halay çekiyorlar
Oda da bulunan yüzlerce
Insana aldırmadan
                    Ne kadar çok insanı kırmışım
                    Ne kadar çok insan beni kırmış
Hiçbirini anlamamışım
Ne kırıldığımı ne kırdığımı
                    Aslında
                    Söylediklerim doğru bile olsa
                    Kırmadan söylemenin
                    Yolunu bilmeliydim
                    Derken buldum kendimi
Kırıldıklarımdan çok
Kırdıklarım etkiledi beni
Tam tersini düşünürken
                    Tanımadığım insanlarda
                    Vardı oda da
                    Onları
                    Tanışmadan etkilemişim
Perde takmaya gelen
Yalnız çocuğun
Birkaç saniye önce
Tanıdığı bana
Onları neden anlattığını
Bilmeden dinlediğim
Ve
Emin değilsen hemen evlenme
Dediğim
Ve
Beni dinleyipte evlenmediği
Insanda oda da
O da bana kızgın
Hala evlenmemiş
                    Tanımadığım bir insana
                    Söylediğim bir söz
                    Gitmiş bir insanın
                    Hayatını değiştirmiş
Oysa
Ben sadece
Birkaç cümle kurmuştum
                    Sarıldım
                    Tanımadığım kadına
Oda
Her geçen saniye
Daha da kalabalıklaşıyor
                    Söylemediğim sözler
                    Dokunmadığım kadınlar
                    Görmediğim insanlar
                    Farketmediğim
                    Gerçekler yalanlar
                    Hepsi hepsi
                    Etrafımı sarıyor
Ne kadar derin
Bir içim varmış
Dedikten sonra
Bu bitmez
Diyen
Derinlerden gelen
Sesimi dinliyorum
                    Bu bitmez
Uzaydaki
En derin kuyu
Insan

31.10.2009

30 Ekim 2009 Cuma

Bir dilim ekmeği

 












Bir dilim ekmeği
Paylaşmadıktan sonra
                    Gece ile gündüzü
                    Kavuşturup
                    Renkli insanlar
                    Yarattıktan sonra
Elini yanağını dudağını
Kendine sakladıktan sonra
                    Yüreğine
                    Bir kere bile olsa
                    Bıcağı saplamadıktan sonra
Lapa lapa yağan karı
Sırılsıklam yağan yağmuru
Tenine değdirmedikten sonra
                    Düzenler yuvarlağında
                    Parayla sevişip
                    Sevdiklerine
                    Dokunamadıktan sonra
Hayatın kağıtlarını toplayan
Yurdunda korkuyla uyuyan
Gündüz ayazında
Karanlık sokağında
Korkudan uyuyamayan
                    Soğanını kırmasını bilen
                    Çatalın bıçağın
                    Hangi tarafa
                    Denk geleceğini
                    Bilmeyenlerin yanından
                    Geçtikten sonra
Yıllarca hayatı paylaştığın
Dostlarının yanından geçerken
Kafanı çevirdikten sonra
                    Kırgınlıkların kızgınlıkların
                    Çıkmaz sokaklarında
                    Bir köşede kaldıktan sonra
Anlamadan dinlemeden
Bilmeden öğrenmeden
Herşeyi bildikten sonra
                    En değerli dediğimiz
                    Sevdiklerimize
                    Bir tutam sabırı
                    Çok gördükten sonra
Savaşma sevişi sevip
Ardımızda bıraktığımız
Yürekleri anlamadıktan sonra
                    Nefes almanın koşmanın
                    Yetişmenin
                    Yettiğini zannettikten sonra
Nereye kadar gideriz
Misketlerimiz
Kaybolduktan sonra

30.10.2009

14 Ekim 2009 Çarşamba

Saman kağıdı















Saman kağıdı
Yüreklerle
Tuşların arasında
Yaşamanın
                    Gaz lambası
                    Kokusundan
                    Kapsama alanı
                    Dışında kalmanın
Ihtilal görmemiş
Kızlarla birlikte
Sahilde dolaşmanın
                    Yakamozlarında
Kim anlar bizi
Kim duyar
Kim dokunur
                    18 Mart dan
                    Kiralanan kayıklar
                    Rüzgarın peşisıra
                    Ufukta kaybolurken
Bizi kim
Kaybedecek
                    Arkası yarın
                    Gelmezken
Pilli bebek
Geri dönüşüm
Kutusunda uyurken
                    Üç nesili
                    Kısa hayat anına
                    Sığdırırken
Derinlerde olmanın
Güzelliğini paylaşacak
Yürekler bulamazken
                    Kim bulacak bizi
Kemalin kahvesinde
Bıraktığım çin keslerim
Kimin ayağına uyar
                    Pantalonuma asılan
                    Askılarım
                    Kimin bedenini sarar
Gitmenin
Bu kadar kolay
Olduğu günlerde
Kalmanın
Değerini bilmeyen
Nefes alanlarla
Karışan
Nefeslerimiz
Bizi ne kadar
Yaşatır
                    Bilmiyorum
                    Bilmek istemiyorum
Gitmek
Kalmak
Istemiyorum
                    Bırakıyorum
                    Kendimi
                    Kendime
Rüzgara
Nehire
                    Ağacından düşen
                    Yaprağa
                    Kavuşan damlaya
Yürek
Limiti
Aşımı

14.10.2009

4 Ekim 2009 Pazar

Bu kadar sen














ksb


Bu kadar sen
Yeter hayatıma
                    Yılların içinde
                    Senden benden
                    Birikenler
                    Kabından akıyor
                    Boşa gidiyor
Zaten kimseyi
Sevmezsin
Görevlerini
Yerine getirirsin
                    Umursamazsın
                    Insana bakmazsın
Değerlerin
Bir yere kaçmış
Oyuncakların
Zamanını kaçırmış
                    Artık
                    Battaniyeye
                    Ihtiyacın kalmamış
Büyümüşsün
Büyürken
Eksiklerin
Yüreğine batmış
Gözlerini kapatmış
                    Olmayan
                    Dokunuşların
                    Olmayan
                    Düşüncelerin
                    Olmayan
                    Anlamların
                    Hayatın olmuş
Hiç kimsesiz
Hayatında
Yanında duranlar
Kimler
Kaç kişiler
Niye dururlar
Umursamazsın
                    Aşka
                    Davetiye bastırırsın
                    Gelen konuklar
                    Arasından
                    Seçimini yaparsın
Mekanik aşkların
Gündüze ulaşamayan
Gecelerinde
Keyiflerini yaşarsın
                    Aynı anda
                    Kalkmazsın
                    Erkenden
                    Kalkar
                    Seni bekleyen
                    Yalnızlığınla
                    Kahveni içersin
Bu kadar sen
Yeter hayatıma
                    Bir değersizliğin
                    Eksildiği yere
                    Çok değersiz sığar
                    Tadını çıkar
Kaybetmezsin
Merak etme
                    Sokağa çıktığında
                    Her köşe başında
                    Nefes alan var
Güneş
Illaki doğar
Bir buluttan
Kurtulmanın
Tadını çıkar
Şeker hastası
Olacaksın
                    Bu kadar sen
                    Yeter hayatıma
Kendinle
Her hangi bir
Yerde
Karşılaşman
Dileğimle

04.10.2009