26 Aralık 1992 Cumartesi

İki bulut konuşuyordu

İki bulut konuşuyordu orada
Birden bıraktılar göz yaşlarını
Takip ettim içten yaşları
                    Yöneldiler bir mezarlığa
                    Yoğunlaştılar mezarlıkdaki bir mezara
                    Yazıyordu taşın üzerinde Fatih
Fatih
Gittiğin zaman zamandı

26.12.1992

Biriktirdik sevgimizi yıllarca

Biriktirdik sevgimizi yıllarca
Aniden bulduk sevgilimizi
Ve
Boğduk onu sevgimizle

1992

15 Aralık 1992 Salı

Bir deniz gibiyim gibi geliyor

Bir deniz gibiyim gibi geliyor
Kimi günlerde dalgalandığımda
Kimilerinde süt liman olduğumda
                    Rengim çoğu zaman mutluluk rengi
                    Mavi ve de tonları
Diğer bir denize kavuşmayı bekliyorum
Mutluluğumu paylaşmak için
                    Gibi geliyor

15.12.1992

14 Aralık 1992 Pazartesi

İnsan manzaralarına bakarak

İnsan manzaralarına bakarak
Bir ikisini duvara asarak
Duygular almaya çalışıyoruz
Bir manzara olmak için

1992

11 Aralık 1992 Cuma

Uzundu uzun olduğu kadar

 
Uzundu uzun olduğu kadar
Hüzünlüydü komik olduğu kadar
Hepsi hepsiydi
                    Hiçliklerin yanındayken
                    Karmaşa ya da sadelikti
                    Düşüncelere düşünce katan
Boş sayfa doldurmaktan
Öteye gidilemeyen hayatta

11.12.1992

Gecelerde mehtaptı

Gecelerde mehtaptı
Denizlerde yakamoz
                    Güneş
                    Kırmızı gün batımıydı
Yağmur sonrası kokusuydu
Kayan bir yıldızdı
Dilek tuttuğum
                    Şimdi ellerinden
                    Başkasının tuttuğu

11.12.1992

10 Aralık 1992 Perşembe

Mutluluk tacirleri vardı

Mutluluk tacirleri vardı
O insandan bu insana
Mutluluk satarlardı
Aldıkları mutluluğa karşılık
                    Dalgalı denizler vardı
                    O karadan bu karaya
                    Mutluluk dalgaları taşırlardı
Kıpkırmızı gün batımları vardı
Görüntüsünün büyüsüyle
Seyredenlere mutluluk verirlerdi
                    Gökyüzünde parlak yıldızlar vardı
                    Birdenbire kayarak
                    Mutluluk dilekleri tuttururlardı
Büyülü şehirler vardı
Tarihiyle yaşantısıyla
Mutlu günler yaşatırlardı
                    Küçücük kıyı kasabaları vardı
                    Nejat bey ve benzerlerine
                    Mutluluk hayalleri verirlerdi
Düzenler yuvarlağında bir insan vardı
Tacirdi
Dalgaydı
             Gün batımıydı
             Yıldızdı
             Şehirdi
                    Kıyı kasabasıydı
                    Nejat beydi
                    Oysa şimdi

10.12.1992

Onca kalabalığın içinde

 
Onca kalabalığın içinde
Tek başına gibiyim
           Onlar mı kalabalık
           Ben mi tek başınayım
Yoksa herkes mi

09.12.1992

9 Aralık 1992 Çarşamba

Puslu mavi oda da

Puslu mavi oda da
Suskun çıngırağıyla birlikte
İşlemeyen sarkaçın gölgesinde
Oturuyordu yoğurtçu
                    Çok yokuşlar çıkmıştı
                    İndikleriyle beraber
Asfaltlara yabancıydı
İri taşlı yollarda
Eskitmişti ayakkabılarını
                    Derken diye başlayan dizeye
                    Beklediğiniz gibi
                    Devam etmeyeceğim
                    Derken

09.12.1992

2 Aralık 1992 Çarşamba

Bir adet beyaz

Bir adet beyaz
Sayfa alarak
Kalemle üzerine
Durmaksızın karalıyorum
                    Bu ve daha önce
                    Ve de sonra
                    Okuyacağınız
                    Yazıcıklar otaya çıkıyor
İnanın ki
Sizden farkım yok
Eksiğim var
Fazlam yok
                    Ama
                    Boş vaktim çok

02.12.1992