13 Mayıs 2009 Çarşamba

Bulut teninde

 
Bulut teninde
Yağmur gibi
Doğmayı özledim
                    Imkansız yüreğinde
                    Ilkbahar çiçekleri gibi
                    Açmayı özledim
Sonbahar hüznünde
Dökülen yapraklar gibi
Ağlamayı özledim
                    Karanlık gecelerinde
                    Inatçı bir dolunay gibi
                    Var olmayı özledim
Gidiş gelişlerinde
Sakin bir istasyon gibi
Dinlendirmeyi özledim
                    Bilinmez anlarında
                    Kanıtlanmış formül gibi
                    Gerçek olmayı özledim
Ve gittim
Hem gittim
Hem de özledim
                    Aslında özlediğim
                    Kendi hallerim
Belki seni aramıyorum
Sana sunduğum
Kendimi arıyorum
                    Seni
                    Sana
                    Dediğimde
Aslında var olmayan
                    Tanımadığım
                    Tanışamayacağım
                    Tanışmak istemediğim
                    Bir kadın
Aşk hallerimi
Arıyorum
Özlüyorum
                    Ama istemiyorum
Böyle iyiyim
                    Ama
                    O da
                    Bambaşka bir dokunuş
Olsun varsın
Gidilsin gelinsin
Ağaç gölgesinde beklensin
Illaki yaşansın
                    Ve
                    Kendine geri dönülsün
Gözyaşlarım
Sahipsiz kalsın
Içkiler
Şişelerinden
Içime aksın
Kafam
Duvarlara
Perküsyon olsun
                    Ama
                    Illaki kendime
                    Geri dönülsün
Nehirler deltalarına
Dökülsün
                    Günebakanlar
                    Güneşe açsın
Sevgilinin treni
Rötar yapmasın
                    Bu satırlarda
                    Bitsin
Diğerlerini
Bekletmesin

13.05.2009

Hiç yorum yok: