7 Aralık 2008 Pazar

Sevdalı bir kadındır mİko...

Sevdalı bir kadındır miko…

En güzel kadın kadar güzel, en anlamlı bakış kadar derin,
en özel dokunuş kadar etkileyici, en büyük özlem kadar unutulmaz…

Insanı, sevdalısının özlemiyle yanıp tutuşan bir kadın gibi karşılar,
kucağına ve yüreğine sığdırır, sımsıkı sarılır özlem ektiği sevdiğinin tenine, onsuz geçen zamanları unutturmak için bütün yüreğini sevdiğinin önüne koymaktan çekinmez, kim ne der diye düşünmeden hayatın eksik kalan yönlerini sevdalısına incelikle anlatır, onu ne kadar sevdiğini göstermek için gerekirse kavga eder, paramparça olacağını bilse bile inandıklarını sevdalısının değerli yüzüne dokundurur…

Sadece sevdalı bir kadın değildir, bütünü içinde barındıracak kadar yüreği kocamandır, ona karşıdan baktığında, her baktığında başka bir anlamını görürsün, hiçbir şeye benzetemezsin, her şeye benzetirsin, seni senden alan bir tarafı vardır, artık tarafsındır ya da Miko’ sundur…

Bir kere dokundun mu sevdalı kadına artık geri dönüş yoktur diğer kadınlarına, seni kıskanmaz ama sen kıskanmasını istersin, senin yoluna taşlar taşımaz ama sen engellenmek istersin, bir tek seni sevsin istersin yüreğinin kocaman olduğunu bildiğin halde, sadece seni beklesin, sadece seni karşılasın, sadece seni görsün istersin ama sonunda seni aldatmasına bile razı olursun, yüreğinde belli olmayan bir iz olmak uğruna…

Uzak şehirlerde yaşasan bile yanında götürürsün sevdalı kadınını her adım attığın yere, yollarda ona sarılarak yürürsün, çiçekçilerden onun için kırçiçekleri alırsın, arkadaşlarına heyecenla sevdalı kadınını anlatırsın, diğer kadınlarla karşılaştığında özlemin daha da artar, şehrini terkedip yanına taşınmak istersin…

Unutulan değerleri, bilinmeyen anlamları, farkedilmeyen gerçekleri, ilgisizlikten üzülen ve kırışan tenleri onunla birlikte tazelersin, hayata dokunmanın mutluluğunu içinde yaşarsın, paylaşmanın ne kadar değerli olduğunu gözlerinin içinde bulursun, sevdalı kadınla birlikte yaşamaya sevdalanırsın bütün eksiklere, anlayışsızlıklara, değersizliklere, anlamsızlıklara rağmen ve benim gibi sevdalılar var diyerek yaşamın en ortasına anlamlı olan kendi adımlarını armağan edersin…

Oturursun sevdalı kadınının karşısına rakı kadehlerini birbiriyle buluşturursun, içini açarsın papalinalara, börülcelere, yemyeşil otları sarmalayan zeytinyağına, bir testiyi gözüne kestirirsin ve şarabın rengini kendine eklersin, kahvaltıdan son dubleye kadar yanından ayrılmak istemezsin sevdalı kadınının ve hayata dersin…

Hayattır sevdalı kadın, gizemli bir bakıştır, utungaç bir yürektir, arsız bir dokunuştur, unutulanı hatırlamaktır, eskiye yeni olduğunu anlatmaktır, kucaklaşmaktır, ayrılırken el sallamaktır, düşünmektir, paylaşmaktır,
iflah olmaz bir sevdadır…

Miko, sevdalı bir kadındır.

2008

Hiç yorum yok: