1 Ekim 1994 Cumartesi

Bu bir itirafname değildir

Bu bir adet itirafname değildir.
Sayılı ve de sayısız, birbiri ardına ya da birbiri ardına olmayan günlerin anlaşarak bir zaman birimi oluşturdukları, mutsuzluklarla yorulup kimi zamanlarda kendini kaybeden, çoğu zamanlarda kendini kendi olarak hissettiren ve de yaşayan bir zamanlar topluluğudur.
Tibet ‘in beyinsel olarak ulaşılması zor olan noktalarında yaşayan rahiplerle birlikteyken huzurlu ama eksiklik hisseden, yeni dünyadaki
her şeyi bilen ve en iyi şekilde yaşadıklarına inanan züppelerle yollarda gezerken anlamsız ve de rahatsız ama yine yollarda yürüyen,
Mısır ‘da ki piramitlerin yüzellisekiz merdiven indikten sonra ulaşılan salonunda firavunlarla briç oynarken kontur çekebilen ve kendini unutabilen, uzaydaki dostlarımızla küçük kır kahvesindeki kır çiçeklerinin arasında sohbetteyken kendinden emin ama yinede meraklı bir yaşam içinde bir çoklar ilişki, aşk, meşk, mutluluk, kaçış, yakalanış, üzüntü, haykırış, dostluk, gözyaşı, özlem, sıcaklık, bekleyiş gibi sayısız isimlenmiş kelimelerle uğraş halindeyim.
Bütün yaşadıklarımın yaşamam gerekenler olduğuna inanan ya da inandıran, pişmanlık duygusunu kapısından içeriye girmesine izin vermeyen, yaşadıklarına devam etme halinde seyir ederken karşılaştığım bir çift gözden sonra şöylesine düşünmeye başladım.
Kimdim ben, neler istiyordum, nasıl yaşıyordum, yoksa bunlar önemli olmayan birkaç sorumuydu, tabi ki biliyordum.
İnsan olmak yetiyordu her zaman bana. Onca ilişkiden, ister dost ister sevgili ya da her ikisi de birlikte olsun bu insan olmak fikri bana yetiyordu.
Oysa şimdi diye bir soru sordum kendime ve aldım kalemi elime yaz oğlum dardar dedim, o da beni kırmadı yazmaya başladı.
Şu an sadece insan olmak yetmiyor.
Baktığımda sevginin derinliklerine beni sevgiye indiren, bütün vücudumu ve benliğimi sevgisiyle sarmalayan, onun sevgisizliğiyle yaşanan günleri sadece gün kelimesiyle sınırlayan o bir çift gözü hissettikten sonra sadece insan olmak yetmiyor.
Onunla birlikte olan insan olmak istiyorum. Bunun benim için belki çok zor günler belki de çok kolay günler anlamına gelebilir. Ama hangisi olursa olsun mutlu ve sevgi dolu günler olacağını biliyorum ve de gerisini düşünmüyorum. Seni sevdiğimi düşünmekle geçiriyorum günlerimi ve de çok mutluyum. Onun için sadece mutlu bu günlerimizi yaşarsak sürekli mutlu olabiliriz diye bir tez yazma çalışmalarına başlayabilirim.
Çünkü yarında bugün olacağına göre bugünde bugünümüzle ve sevgimizle mutlu olabileceğimizi düşünmenin yanında seni seviyorum.
Bunu her geçen gün bütün noktalarında hissedebileceğini bile düşünmekteyim. Neyse bütün bu satırların özü
Seni seviyorum.

30.09.1994

Hiç yorum yok: