25 Ağustos 1994 Perşembe

Yaşarken gökyüzünde yalnızlığımla

Yaşarken gökyüzünde yalnızlığımla
Sekerken o buluttan ötekine
             Aniden bir sıcaklık hissettim
             Baktım öylesine aşağıya
                    Gördüm seni
                    Hissettim sıcaklığını
Gözyaşı oldum aktım oralara
İnsanlar kaçıştılar kuytulara
                    Bir tek sen kaldın
                    Gözyaşlarımla elele
Günlerin bir tanesinde
Kapladı gökyüzünü kar beyazları
             Sıkıldım süpürdüm hepsini
             Bazen lapa lapa süpürdüm
             Bazen tipi tipi
                    Kaçıştı herkes bilinmeyene
                    Bir tek sen bıraktın kendini
                    Bembeyaz kucağıma
Yeni bir duyguya teslim olmak
Zordu gökyüzünü bırakmak
Yalnızlığımdan ayrılmak
                    Alıştığım ve sevdiğim kendimden
                    Vazgeçmek gitmek oralara
Hani iki kolunuzdan birden
Çekerler ve
Bilemezsin ne halt edeceğini
Bir yöne yönlendirirsin kendini
Ve o tarafa düşersin
                    İstedim ki
                    İki kolumdan çekilmeden
                    Herhangi bir yöne düşmeden
                    Kendi kendime seçeceğim
                    Ne halt edeceğimi
Yıl bin dokuzyüzdoksandört
Aylardan ağustos sıcağı
Veremedim hala bir karar
                    Ama o kadar güzel ki
                    Sevgisiyle öyle sarmalıyor ki
Varlığını bilmek sıcaklığını hissetmek
Gözlerinden içeri derinlerine dalmak
Sığlıklarında ruh dinlendirmek
                    Gözyaşlarının duygusuyla boğulmak
                    Kahkahalarıyla nefes almak
Aşık olmak ona
Sevdiğini bilmek
Ve giymek o siyah elbiseyi
Takmak boynuna papyonu
Konuşmak o mikrofona
                    Bilmiyorum demek çok zor
                    Gitgide bileceğimi
                    Seni sevdiğimi
                    Bildiğim gibi bileceğim
Ve seni seveceğim

25.08.1994

Hiç yorum yok: