Uykunun, gözlerden ayak parmaklarına kavuşma anında bile uyanık kalan bir ruhla birlikte yaşarken, hayatın hiçbir anını kaçırmama telaşıyla pır pır eder yürek…
Sadece kucaklamak ve kucaklanmak peşinden koşarken, dingin anların acısı tiz oluyor. Gözyaşlarını yüreğinden sıkan, ruhunu sayısız mandalla rüzgara teslim eden, kahkahalarını paylaştıkça hisseden ve sadece anın kıymetini bilen bir soluk olmak…
Bedeni gidemese bile ruhuna küçük sahil kasabasında taş sektirden, kalabalığın öznesinde kendine sarılabilen, basit zevklerin sıralarına oturabilen ve kördüğüm anlarında küçücük ucunu bulma sevdasına tedavülden kalkan, gerçek olma yokuşlarında arnavut kaldırımlarına iz bırakma uğraşında bulunan kendini kimlere anlatsın…
Ve, son satır yolculuğundan üç noktaya…
2001
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder