Yaşarken
gökyüzünde yalnızlığımla
Sekerken
o buluttan ötekine
Aniden bir sıcaklık hissettim
Baktım öylesine aşağıya
Gördüm seni
Hissettim sıcaklığını
Gözyaşı
oldum aktım oralara
İnsanlar
kaçıştılar kuytulara
Bir tek sen kaldın
Gözyaşlarımla elele
Günlerin
bir tanesinde
Kapladı
gökyüzünü kar beyazları
Sıkıldım süpürdüm hepsini
Bazen lapa lapa süpürdüm
Bazen tipi tipi
Kaçıştı herkes bilinmeyene
Bir tek sen bıraktın kendini
Bembeyaz kucağıma
Yeni
bir duyguya teslim olmak
Zordu
gökyüzünü bırakmak
Yalnızlığımdan
ayrılmak
Alıştığım ve sevdiğim kendimden
Vazgeçmek gitmek oralara
Hani
iki kolunuzdan birden
Çekerler
ve
Bilemezsin
ne halt edeceğini
Bir yöne
yönlendirirsin kendini
Ve o
tarafa düşersin
İstedim ki
İki kolumdan çekilmeden
Herhangi bir yöne düşmeden
Kendi kendime seçeceğim
Ne halt edeceğimi
Yıl bin
dokuzyüzdoksandört
Aylardan
ağustos sıcağı
Veremedim
hala bir karar
Ama o kadar güzel ki
Sevgisiyle öyle sarmalıyor ki
Varlığını
bilmek sıcaklığını hissetmek
Gözlerinden
içeri derinlerine dalmak
Sığlıklarında
ruh dinlendirmek
Gözyaşlarının duygusuyla boğulmak
Kahkahalarıyla nefes almak
Aşık
olmak ona
Sevdiğini
bilmek
Ve
giymek o siyah elbiseyi
Takmak
boynuna papyonu
Konuşmak
o mikrofona
Bilmiyorum demek çok zor
Gitgide bileceğimi
Seni sevdiğimi
Bildiğim gibi bileceğim
Ve
seni seveceğim
25.08.1994
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder