28 Ekim 2015 Çarşamba

sigara dumanı sisinde


















ksb

sigara dumanı sisinde
rakı aydınlığı yakamozunda
tahta masanın ayakları
uzanmış lacivertin içine
bardaklar masayı döverken
martılar moda kıyafetleriyle
iskeleye dizilirken
utangaç son vapur
sabahına demirlerken
bugünün anısına
geçmişe özlem yakılırken
ne güzeldik bee
sesleri maviye yıldız olurken
unutulmuş dokunuşlar
yeniden merhaba derken
kaybolmuş sözler
reenkarnasyonu yaşarken
yarım asırın önünde
kalanlarla gözler gülerken
suskun kelimeler
çığlık çığlığa olurken
ne idik ne olduk
harfleri sıraya dizilirken
biz büyüdük hiç oldu hayat
bakışlardan süzülürken
eninde sonunda kafayı bulup
kucaklar açılırken
gece yalnızlığımıza şal olurken
sabaha heyecanla uzanıp
kendi hallerimize dönerken
hayat sürer gider
yalnızlık kucağımıza kalır
hiçlik yatağımıza uzanır
bir off çeksek
karşı ki dağlar bile utanır
inadına yaşanır
...

28.10.2015

27 Ekim 2015 Salı

koşup gelme hayat

-->













ksb

koşup gelme hayat
sende yokum
kendimdeyim
koşup gelme umut
seninle değilim
kendi nefesimdeyim
koşup gelme düş
senden uzaktayım
gerçeğin dibindeyim
koşup gelme yarın
senden önceyim
çıkmazda dünü sektiriyorum
sana şutluyorum
isterseniz gelin
görünmeyenin aynasındayım
fotoselli tenlerin kucağındayım
sabaha kavuşamayan gecelerdeyim
duvara açılan pencerelerdeyim
asfalta açan kır çiçeklerindeyim
burası iyi
beğenirseniz vermem
kendime zimmetledim
kıyamam
isterseniz gelin
ama damat yok
karanlık sokakların
ıhlamur kokusu yangınlarının
rakıyla söndürülmüş
tavan arası dokunuşlarının
tahta masaya kazılmış
sessiz harflerin
okunamayan kelimelerinin
cümle intiharlarının infazlarında
paragraflar rögar kapaklarında
silik izsizlerin doğuşlarında
kimse yok hiç var
bir derin nefes kadar
yalnızlık var
isterseniz gelin
kaybolun
görünmemekten evladır
eninde sonunda hayat
kendine kadardır
komik ki
benim hala umudum var
çalıyor
...


27.10.2015

Aşk için yaşayacak



















ksb

Aşk için yaşayacak
Saçlarını bakışıyla okşayacak
Gözlerini gül dürecek
Tenini pamuklayacak
Düşlerini gerçekleyecek
Dününü bugünleyecek
Nefesini nefesleyecek
Bir dünya
Bir dokunuş
Aşk için yaşayacak
Göz yaşlarına dokunacak
Kuraklığını sağanaklayacak
Kaybolmuşluğunu bulacak
Suskun sözlerini duyacak
Dalışlarına vurgunlanacak
Vaz geçmişliğini nefesleyecek
Bir dünya
Bir dokunuş
Aşk için yaşayacak
İnsan insana paylaşacak
Sevgisini har vurmayacak
Dokunuşlarını soldurmayacak
Düşüncelerini karartmayacak
Bütünü kendi kadar anlayacak
Gitti mi gidecek
Kaldı mı kalacak
Yüreğinden nefes alacak
Bir dünya
Bir dokunuş
Bir rüya
...


27,10.2015

23 Ekim 2015 Cuma

sabahsız gecelerin


 ksb

sabahsız gecelerin
sahipsiz bakışlarında
ıhlamur ağacı rüzgarlarının
denk gelmediği adımlarında
bir yürek kırpımı zamanının
nefessiz dokunuşlarında
hayat kıpırdamıyor
bana göz kırpmıyor
yalnızlığın efsunlu kokularında
zifiri dibi sokakların
rögar kapaklarında
sensizliğin çığlıkları yankılanıyor
yüreğim düşüyor
kanalizasyona boğuluyor
kimsesizler denizinin
hiç lacivertlerinde
bir kırmızı balon kaçıyor
gökyüzünü bulamıyor
hayat kayboluyor
kimsesiz kadar kimsesizlerin
yalnızlık kadar yalınlıklarında
balayı briçi oynanmıyor
iyi bir elin olması gerekiyor
hayat duruyor
inadına sokaklar eskiyor
deniz kıyıları saklanıyor
duvarlar sarılıyor
ne olmazsa olmasın
kalp geri kalıyor
yalancı nefeslerini
hayatın göbeğine bırakıyor
kimsesizlik iyi de
sensizlik karabasan
uyumuyorum
gözüm açık yüreğim batık
yürüyorum
ne olmazsa olmasın
ölünmüyor
anlamı kalmıyor
ne olmazsa olmasın
yaşanıyor
yalnızlığın kokusunda
yıldızlar kaymıyor
gerek de kalmıyor
kendin bir yana
hayat öbür yana
adım adım
hayat karışlanıyor
eninde sonunda
kendine kadar gidiliyor
kendine kalınıyor



23.10.2015

21 Ekim 2015 Çarşamba

kan ada

 ksb


kan ada
yağmurları altında
herkes şemsiyesiz
ihtiyaç varmış ıslanmaya
gökkuşağı mutluluklarına
neyse
çokça kalabalıktan sonra
yek başıma gaz sobasına
tek başıma göz rüzgarıma
bir başıma ben nefesime
yalnız başıma güneş sobesine
yürüyüp yürüyorum
iyi mi geliyor
bilmiyorum
kalabalıktan iyi
güzel mi oluyor
bilmiyorum
kalabalıktan yakışıklı
durup düşünmüyorum
yürüyüp düşünüyorum
yeni bir şey bulmuyorum
bütün bildiklerim eski
yeni bir umut keşfetmiyorum
bütün umutlarım eski
yeni bir hayat bulmuyorum
bütün yaşadığım eski
bir kahverengi banka oturuyorum
ayakkabılarımı çıkarıyorum
çıplak ayaklarımdan boşalıyorum
insan insan akıyorum
etrafım orman oluyor
yüreğimi dönüp yürüyorum
kendim kadar adımlıyorum
kendim kadar ağlıyorum
kendim kadar boğuluyorum
hala ölmüyorum
nasıl bilirdiniz
kısmet
...


21.10.2015

17 Ekim 2015 Cumartesi

bir daha

 
















ksb

bir daha
hiç bir daha
gözlerine o bakışın
denk gelmesini istemezdim
hele ki
ben hiç denk getirmek istemezdim
o bakışların sürekli karşımda
geçmişe karışamam ama
bugün benimdir
benim suçumdur
benim yüreğimin kanıdır
affet demek kolay
güldüreceğim demek kolay
beceremedim demek kolay
çok sevdim demek kolay
sevdiğini üzmeyeceksin
sebebi ne olursa olsun
bir damlasını akıtmayacaksın
yüreğin yiyorsa kahkaha olacaksın
umut olacaksın bugün olacaksın
yoksa aşığım demek kolay
hakkını vereceksin
veremedim dünya güzelim
umudum senin bulman
yeni hayatında mutlu olman
ben bir hiçim
sevdiceğini mutlu edemeyen yokum
bilirim özür dilenmesini seversin
tabi ki dilerim
ama bilirim de
hiç bir şeyi unutturmayacağını
iyiliklerimi de kötülüklerimi de
unut
hiç gelmemiş bir bayram olayım
hiç güldürmemiş bir nefes alamayan olayım
benli anlarını olmayan yere kilitle
anahtarını olmayan yere at
yaşanmamış olayım ki
üzüntüleri de yaşatmamış olayım
sen kendine de
dünyaya da yetersin
sen kadar yaşa
dünyalar kadar mutlu ol


17.10.2015

11 Ekim 2015 Pazar

başucumda sen

 



















başucumda sen
yastığımda çarşafımda yorganımda
uykusuzluğumda derin uykumda
günaydınımda iyi gecelerimde
rüyalarımda yatak odamda sen
yüzümü yıkarken sen
aynamda sana aldığım şampuanda
dış fırçanda orkitinde makyaj pamuğunda
saç fırçanda kalan güzelim dokunuşlarında
banyomda musluktan damlayan göz yaşlarımda sen
kanapeme uzanırken sen
vücudunun izleri renginde uzanışının mükemmelliğinde
bana bakışlarında hayata doğuşlarında
sen kişilik kanapemin sensizliğinde
sabaha dokunuşlarımda sen
terasımda sen
sensizliğe düşen yağmurlarda
sensiz kurumayan çamaşırlarımda
güneşin dolunayın denk gelmediği havasızlığımda
gökyüzüne uzanan sensizliğimde sen
sebebi ne olursa olsun
sevdiğini mutlu edememek acıtıyor
yüreğini imkansızlığa kanatıyor
giyinirken soyunurken sen
sen rengi t.shirtlarımda gömleklerimde
sen adımlı ayakkabılarımda çoraplarımda
sen yağmurlu başıma denk gelmeyen kapşonlarımda
sen dokunuşlu boxerlarımda
sen olan tenimin her nefesinde
çıplaklığımda sen
sebebi ne olursa olsun
sevdiğini mutlu edememek acıtıyor
yüreğini imkansızlığa kanatıyor
sokağa attığım ilk adımda sen
saatlerce yürüdüğüm yollarda
ulaştığım deniz kıyısında
martıların dalgalara süzülüşlerinde
tahta sandalyemin mavisinde
içtiğim biraların her nefesinde
sensizliğe vurduğum kadehten süzülen göz yaşlarımda
aldığım hayat anlarının hepsinde sen
bildiklerimde unuttuklarımda
kahkahalarımda gözümden sıkılan yaşlarımda
bakışlarımda dokunuşlarımda
hayata kızışlarımda sebebsizliklerimde
yaşamak için tek sebebimde
aldığım her nefeste attığım her adımda
içimde dışımda dünyamda sen
sebebi ne olursa olsun
sevdiğini mutlu edememek acıtıyor
yüreğini imkansızlığa kanatıyor
sadece üzgünüm
sana yetecek kadar nefes alamadığım
sana dokunacak kadar var olamadığım
seni mutlu edecek kadar yaşayamadığım
seni yüreğime sığdıramadığım
için çok üzgünüm
seni üzdüğüm için nefessizim
tek bir dileğim var
yanında ben olamasam bile
sonuna kadar hakettiğin bu hayatta
en mutlu en keyifli en anlamlı
sen ol ki
ben de sensiz yaşayabileyim
sebebi ne olursa olsun
sevdiğini mutlu edememek acıtıyor
yüreğini imkansızlığa kanatıyor
...

11.10.2015

10 Ekim 2015 Cumartesi

dün gibi yaşayamıyorum

 












ksb

dün gibi yaşayamıyorum
yarın gibi yaşayamıyorum
bugün de yaşamayı seviyordum
bugünüm
dün de boğuldu
yarın da intihar etti
bana kendimden başka an kalmadı
biriktirdiklerim layığını buldu
göz yaşlarım kendimi boğdu
dokunuşlarım kendimi astı
kurtuldum
bitmek bilmeyen anlayışlardan
kurtuldum
sonu gelmeyen dokunuşlardan
kurtuldum
yüreğimi mengene izlerinde yakmaktan
tek başınayım
yalnIzlık türkümün gidermoni orkestrası benim
gittim
bastığım yerlerin izi kaldı
ben zannediyorlar
gülen gözlerimi
göz yaşlarıyla yıkadım
sayısız mandalla rüzgara astım
ben bakıyorum zannediyorlar
sımsıcak ellerimi
kardelenlerle yıkadım
sayısız balonla gökyüzüne yolladım
ben dokunuyorum zannediyorlar
imkansız yüreğimi
kahpe yangınlarla tütsüledim
küllerini hayata astım
ben hissediyorum zannediyorlar
zaten
hayat zannedildiği kadar yaşanıyor
o nedenle kimse için bir şey farketmiyor
yokum
sağım solum felç
yokum
elim gözüm kör
yokum
size siz kaldınız
lütfen keyfini çIkarınız
beni sormazsınız
ben benimleyim
kendi bugünümü
tekrar yalnızlığa doğurma peşindeyim
sizlere
dün kaldı yarın kaldı
parlatmaya devam edin
kendiniz kadar kalın
.

10.10.2015

9 Ekim 2015 Cuma

sevmeyeceksin

 












ksb

sevmeyeceksin
sevilmek istiyorsan
sevmeyeceksin
dinlemeyeceksin
dinlenilmek istiyorsan
dinlemeyeceksin
anlamayacaksın
anlaşılmak istiyorsan
anlamayacaksın
düşünmeyeceksin
düşünülmek istiyorsan
düşünmeyeceksin
dokunmayacaksın
dokunulmak istiyorsan
dokunmayacaksın
...
kendini ağırdan satacaksın
aleni olmayacaksın
bir köşede durup gizemli olacaksın
sevdiğini hissettirmeyeceksin
onsuz onlarsız yaşayamayacağını anlatmayacaksın
elde var bir olmayacaksın
her an gidebilirim havalarında olacaksın
iyi de olsan da kötüyüm diyeceksin
teslim olmadan şüpheler yaratacaksın
net olmayıp flu olacaksın ki
bu hayatta görülebilir
bir kaç gram değere sahip olabil
...
bu öküzde ne buluyor insanlar
sorusunun cevabı bunlardır
öküz olacaksın
yoksa
elde var bir olursun
sana hiç bir zaman için sıra gelmez
elde var bir olursun
sen hiç bir zaman akla yüreğe gelmezsin
elde var bir olursun
daha neler yapabilirim diye düşünüp durursun
...
insan kendini en çok acıtanı seçer
sen yumuşaksan sert olman beklenir
yumruğunu masaya vurman gerekir
insan duygulu olanı özlediğini iddia eder
sen şiir yazarsan biraz da erkek olman beklenir
sevginin aşkın özlemiyle yaşanır
paranın kariyerin önemi yok insan olsun yüreği olsun denir
beni anlasın beni düşünsün beni sevsin
bana sarılsın hep yanımda olsun özlemiyle beklenir
sen çulsuz sadece yürekli insansan karun olman özlenir
halbuki
herkesin hayatı kariyerli vakitsiz insanlarla doludur
kimi kocasıdır kimi babasıdır kimi dostudur
kimi anasıdır kimi karısıdır kimi evladıdır
bana hiç vakit ayırmıyorsundan şikayet edilir
bir gün de arkamdan gelip sarılmıyorsunun eksikliği hissedilir
hiç konuşmuyoruz paylaşmıyoruz diye tepinilir
ama herkesin hayatı eksik kaldığıyla devam eder
...
ister dost ister sevgili
eksik olmak gerekir
bütün olmayacaksın
her şeyi bedeninde ruhunda barındırmayacaksın
ya fazla gelirsin ya da anlaşılmazsın
yüreğinle yaşamayacaksın
düzenler yuvarlağı kadar yaşayacaksın
beklenmedik olmayacaksın
sıradan olacaksın ki
senden mükemmel yaratmaya uğraşsınlar
sana dokunsunlar geliştirmeye çalışsınlar
seni sevsinler büyütsünler
seni kendilerinin yarattığına inansınlar
yoksa hiçliğin güzelliğine kalırsın
yalnızlığın mis kokusunu yağmurla yüreğine çekersin
seni anlamayanlara
sana dokunamayanlara
kırılır hayatı ayağında sektirirsin
sonu ne mi olur
sen sen olduğun için sen kadar yaşarsın
onlar başkalarındaki kendilerini aramaktan
güç peşinde koşmaktan
yalnız olmanın tadına bile varamadan
aceleyle kendilerinden en uzağa düşerler
istemedikleri hayatın tam ortasında
apoletlerini parlatırlar
sen de yalnızlığın nefesinde
uzaktan onları izleyerek
sigarana rakıyı katık ederek
en azından kendin kadar yaşarsın
iyi hayatlar

09.10.2015

8 Ekim 2015 Perşembe

gittiğin kadar kalırsın

 












ksb

gittiğin kadar kalırsın
bittiğin kadar başlarsın
dokunduğun kadar yaşarsın
gördüğün kadar büyürsün
biriktirdiğin kadar ölürsün
herkes öldüğünde iyi olur
nasıl bilirdiniz
iyi hem de çok iyi
aslında herkes yaşarken
iyi bilinmek ister
yaşarken hep bir ağızdan
duymak ister
biz
kaybedince anlarız
kaybedince değer biliriz
daha camiden çıkmadan
yine unuturuz
birkaç fotoğraf paylaşırız
ıslak satırlar yazarız
kalmadığımız yerden devam ederiz
nasıl bilirdiniz
hiç bilemedik ki
anladığın kadar insansın
bildiğin kadar insansın
dokunduğun kadar insansın
paylaştığın kadar insansın
sevdiğin kadar insansın
aşık olduğun kadar insansın
yapmamız gerekenlerden
kendimize zaman kalmaz
sevdiklerimiz gözükmez
yapmamız gerekenleri
kime yaptığımız bilinmez
yaparız koşarız yoruluruz
bir bakarız kimse yok
dün ölmüştür
yarın gömülmüştür
bugün de öylece kalırız
her şeyi isteriz
hiç bir şeyin hakkını vermeyiz
üst üste istifleriz
gölgesinde güneşsiz yaşarız
30 gelir geçer
40 gelir geçer
50 gelir geçer
hala yapmamız gerekenler geçmez
bir dostumuz ölür
ulan hayat çok kısa
artık kendim için
sevdiklerim için yaşayacağım deriz
daha cami avlusundan çıkmadan
kalmadığımız yerden devam ederiz
anında hayat yine sonsuz gelir
bunu da üstüne dizeyim
birkaç kat daha çıkayım
gölgesinde yaşayayım
sonra
sahil kasabasında hayatımı yaşayım
kendini kaybettikten sonra
ne yapacaksın sahili
dalgalar kendini kıyıya mı vuracak
kendini kumların arasından mı toplayacaksın
buruşmuş teninin derin izlerini mi yakacaksın
çürümüş içine mutluluk mu dolduracaksın
yorulmuş bitmiş yüreğine sevgi mi toplayacaksın
saatli maarifin yırttığın sayfalarını
yerine mi yapıştıracaksın
kaybettiğimizde anlarız
biriktirdiğimiz kadar ölürüz
illaki ölürüz


08.10.2015