29 Nisan 1997 Salı

Kim olduğunu düşünmeden

Kim olduğunu düşünmeden
Her gün değişirken
             Hep önünde koşan kendinin
             Elinden tutmaya çalışmak
                    Bir bütün olmak için
Biraz hızlı koşarsak
Ve tutarsak elimizden
Bütünümüze vardığımızda
             Doyum olmaz sevdalara
             Kırçiçeklerine
                    Yaşamın her anına

29.04.1997

Kırçiçeklerinin

Kırçiçeklerinin
Mis kokularını sunduğu
Mutluluk bahçelerimizde
             Bekler dururuz
                    Elimizdeki demeti
                    Sunmak için sevdalara
Sevda solukla eşdeğerdir
Sevmeyi bilenlere
                    İllaki sevmek gerekir
                    Yaşamı sürdürmek için
İster çocuk ister kadın
İster erkek ister kırçiçeği
              Yoksa sevdiğin
                    Yoksundur

29.04.1997

Küçük kalem attaları ile

Küçük kalem attaları ile
Mutluluk oyunlarında
Ve gerçeklerinde
        Yerimizi almak
                    Paylaşmak duyguları
                    Sarılmak sıkıca
                    Pozitif enerjimizi
                    Sunmak insanlara
Eskileri alıp
Yıldızları kaydırmak
             Mutluluk dilekleri için

29.04.1997

Soluk alan bir pencere

Soluk alan bir pencere
Camlarından süzülen
İki damla gözyaşı
                    Ne yağmurdan
                    Ne buhardan
Sevmek isteyen
Duygulu mavi pencere
                    Bilmezsin sevmenin zorluğunu
                    Kaybetmenin kaybolmuşluğunu
Ufukta kaybolan sevgili
İçinide alıp götürür
                    Tekrar denersin dolmak için
                    Sanki bir yerinde bir delik
                    Doldurdukça boşalırsın
Ama yine de haklısın
Mavi pencere
Sevmemek ve sevilmemek
Ölümle eşdeğer
                    Yine de ufak bir şansın var
                    En azından
                    Sevenler bakıyor pencerenden
                    O güzelim manzaraya
Duyguları kıpırdıyor
Sarmalıyorlar birbirlerini
                    Ya senin yerinde duvar olsa
                    Kim gösterirdi
                    Doyum dolu o manzarayı
                    Sevenlere
Yine de mutlu ol

29.04.1997

Kendinin keşişi olan adam

Kendinin keşisi olan adam
Yürüdüğü yollar kendinin
Varacağı noktalar kendinin
                    Her soru işaretinden sonra
                    Cevap peşinde koşan keşiş
                    Bilinmeyen bir anda
                    Keşfeder kendini
Mavi bir kelebek olur
Ama ömrü uzun olan
                    Yumuşaklığını dokundurur
                    İnsanların güzelim tenine
Yaz akşamı esintisiyle birlikte
İnsanları sarar duygular
Hissettirir düşündürür
                    Bütün bütünlerin mayasının
                   Sevgi olduğunu fısıldır
Görünmeyen görüntünün
Duyulmayan seslerin
Üzerine doğru fısıldar
                    Başka tenlere doğru
                    Uçar yumuşaklığıyla
Taa ki

29.04.1997