14 Mayıs 1994 Cumartesi

Yağmurlu bir gün...

Yağmurlu bir gün ya da dolu olan bir ay, kırmızı bir gün batımı ya da romantik bir şehir, eski sevgilisiz bir sevgili olmasına gerek olmaz mutlu bir aşk yaşayabilmek için. Karşılıksız sevgi, kendinden bir parça hissi, yapmayı bile düşünmediğin paylaşımları sevgiyle yapma güzelliği, mutluluğu birlikte yaratma, onun kokusuna tutkun olma, çalkantılarına denge sunma, insafsız mesafeleri sıfırlama, birbirine zaman tanıma, en güzel kırçiçeklerini yüreğinden dokundurmak bile yeterlidir.
Bir zamanlar tüm kalbinle hissettiğin ve sevgiyle doldurduğun sayfaları okudum birkaç dakika önce. Okuduğumu duyunca belki tedirgin oldun. Ortadan kaldırmadığın için belki kendine kızdın canım sevgilim. Neler hissettiğimi yazmak için oturdum bilgileri sayan aletin başına ve yazmaya başladığımda şifreli telefon çaldı ama telefondan duyulan sesi tanıyamadığım için konuşmadım. Evet canım, o içten sayfalarını okudum. Seni anlamayanlara ve seni üzenlere çok kızdım. Gerçi benim açımdan bir şans oldu ama yine de o acıları yaşamana çok üzüldüm. Düşündüğün gibi sana kızmadım, tam tersine seni daha çok sevmek, daha çok anlamak istedim. Tüm karşılığını göremediğin günlerin, anlaşılamadığın, sevilmediğin, uykusuz kaldığın gecelerin, yakamoz gözlerinden dökülen yaşların- gerçekleriyle buluşamayan hayallerin için seni daha çok seveceğim. Artık daha dikkatli olacağım ve dünde kalmış olan karşılığını bulamayan sevginin boşluğunu sevecenlikle dolduracağım. Geleceğimizde yaşayacağımız mutlu günleride sevgimle yoğurup sana sunacağım.
Seni seviyorum.


1994