Dün yürürken tekmelediğim taşçık bugün, tekmelemeden önce durduğu yerde beni bekliyor. Tekmeledikten sonra durduğu yerin izi belli oluyor ve heyecanla tekrar taşın kucağına konmasını istiyor. Ayakkabılarımın ucu etrafına göz gezdirdikten sonra küçük bir hamle yaptı ve dün bastığı yerde olduğunu anladı.
Nasıl bir sokak bu !
Sokağın bedeninde yaşanan günlerin gecesinde yaşananlar sıfırlanıp, taze gün ışıklarıyla birlikte tekrar yaşanıyor. Tekmelediğimiz taşçık eski yerinde, yuvarlanıp gittiği yol ve yorulup durduğu yerin izi gözle görülür şekilde gülen yüzüyle bize bakıyor. Bir kere daha vurmak istiyor ayakkabım ve aynı yolu izleyerek yorulduğu yerde dinlensin istiyor. Vuruyor, gidiyor, dinleniyor. Bu sokakta her gün aynı olaylar yaşanıyor. Zamanın durduğu, her yeni günün bir önceki günün tekrarı olduğu sokaktan taşınıyorum…
1992
17 Ocak 1992 Cuma
8 Ocak 1992 Çarşamba
Farklı bir insan şehrinde
Farklı
bir insan şehrinde
Ara
sokaklardan birinde
Eski
Türk evi ve ben
Umursamazlık tabi umurlarımızda
Yalnızlık yanımızda
Zamanı ilerletiyoruz
Dönüş
ne zaman diyerek
Kalan
saatleri geçiriyoruz
Kalemin bitmesini fırsat bilerek
Şiirimizi bitiriyoruz
Bitt...
08.01.1992
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)